El ve ayak terlemesi, bireylerin sosyal yaşamlarında ciddi kısıtlamalara yol açabilen önemli bir sağlık sorunudur. Toplumda yaygın olarak görülen bu durum, tedavi edilebilir nitelikte olmasına rağmen, kişilerin kendilerine olan güvenini sarsabilir ve sosyal ilişkilerinde zorluklar yaşamalarına neden olabilir. Bu nedenle, el ve ayak terlemesinin tedavisi ihmal edilmemelidir. Bu problem genellikle okul çağında belirgin hale gelir ve bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. El ve ayak terlemesi şikayeti olan kişilerin öncelikle bir endokrinoloji uzmanına başvurmaları gerekmektedir. Bu muayenede sistemik hastalıklar değerlendirilerek, terlemenin altında yatan sebepler belirlenmelidir. Şeker hastalığı, tiroit bezi hastalıkları ve obezite gibi durumlar, el ve ayak terlemesinin belirtileri arasında yer alabilir.

Ter bezleri, vücut ısısının dengede kalmasını sağlayarak önemli bir işlev üstlenir. Terlemenin gerçekleşmesi, cildin nemlenmesine ve vücuttan fazla sıvının atılmasına olanak tanır. Bu süreç, yükselen vücut ısısının düşürülmesini sağlar ve vücudun kendi koruma mekanizmasının devreye girmesine yardımcı olur. Terleme, sinir sistemi tarafından başlatılan ve ter bezleri tarafından uygulanan, kişinin kontrolü dışında gerçekleşen bir durumdur. Aslında oldukça faydalıdır. Ancak, aşırı terleme ya da vücudun belirli bölgelerinde yoğun terleme, bireylerde rahatsızlığa neden olabilir. Bu yoğunluk özellikle avuç içlerinde, koltuk altlarında ve ayaklarda meydana gelir. Bu durum, kişinin sosyal yaşamında uyum sorunları yaşamasına yol açabilir. Normalde terleme zararlı değildir, fakat kişinin yaşam kalitesini düşüren etkileri olabilir.

El ve ayak terlemesi problemi olan kişilerin muayenelerinde herhangi bir hastalık tespit edilmezse, dermatoloji uzmanına ve göğüs cerrahisine başvurulmalıdır. Geçici olarak terlemeye karşı deodorant ya da pudralı kremler kullanılabilir. Bu şekilde terleme bir süre azaltılabilir. Günümüzde uygulanan ETS (Endoskopik Torasik Sempatektomi) ameliyatı, zahmetli bir işlem olmasına rağmen terleme tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar verir. Ancak bu ameliyattan önce diğer tedavi yöntemleri denenmelidir. ETS, terlemenin tedavisinde sıkça kullanılan etkili bir yöntemdir.

Operasyonda, koltuk altı ve avuç içi bölgelerinde bulunan ter bezlerine terleme sinyali gönderen sempatik sinir sistemine ait sinir dalları, göğüs içine kapalı yöntemle yani endoskopik olarak devre dışı bırakılır. Genel anestezi altında uygulanan bu ameliyatın klipli ve klipsiz olmak üzere farklı yöntemleri bulunur. Ameliyat tek taraflı yapılabileceği gibi, tek seansta çift taraflı olarak da gerçekleştirilebilir. Bu karar, operasyonu yapan cerrah tarafından verilir. ETS ameliyatı, el ve ayak terlemesi için kalıcı bir çözüm sunar. Sempatik sinir dallarının bu şekilde devre dışı bırakılması felç gibi yan etkilere yol açmaz, bu nedenle ameliyattan çekinilmemelidir. ETS ameliyatından sonra hastalar genellikle bir gün hastanede kalır ve herhangi bir sorun çıkmazsa taburcu edilirler. Operasyon kapalı yöntemle yapılır, ancak gerektiğinde açık ameliyata dönülebilir. Hastalardaki el ve ayak terlemesi ameliyat sırasında kesilir. Bu nedenle, bu tedavi yönteminin el ve ayak terlemesine kesin çözüm olduğu söylenebilir. Günümüzde el ve ayak terlemesi tedavisinde botoks ve ter bezlerinin çıkarılması gibi yöntemler de kullanılmaktadır.